Blog Resmi

Blog Resmi

Sitemize Hoşgeldiniz

Video

9 Şubat 2016 Salı

Hüseyin Nihal Atsız ve Ruh Adam İsimli Romanı

Roman, karısı üzerine bir başkasını sevdiği için, rûhu asırlar boyu ıztırab çekmeye mahkûm edilmiş Yüzbaşı Burkay’ı konu alan bir Uygur masalıyla başlar. Masalın yorumuyla asıl vak’aya geçilir.

Selim Pusat, üç yıl evvel fikren kralcı olduğunu gizlemeye lûzum görmediğinden, arkadaşı Şeref’le birlikte Harp Akademisi son sınıftan atılmıştır.Suçsuzlukları anlaşıldığı hale, rütbeleri alınmış ve itaatsizlik suçundan ikişer yıl hapis yatmışlardır. Bu süre içinde Selim’in karısı lise edebiyat öğretmeni Ayşe bakanlık emrine alınmış, hapisten çıktıktan sonra en yakın arkadaşı Şeref intihar etmiştir.

Üç yıl üzerine Ayşe eski vazifesi iade olunarak liseye dönmektedir. Son sınıflardan birinde Aydolu, Nurkan ve bilhassa da Güntülü isimli genç kızlar; güzellik, terbiye ve bilgileri ile dikkatini çekerler.
Yaşamayı sadece askerlik noktainazarından değerlendiren bedbin ve ümitsiz Selim, bir akşam Çamlı Koru’da meçhulden gelen bir kadın sesinin okuduğu şiiri dinler ve birtakım tedailer duyar. O gece Leylâ Mutlak ve kambur bir cüce olan Yek ile karşılaşır. Leylâ, asıl adı Hanzâde olan bir prensestir ve Osmanlı tahtının varisidir. Yek, onu harekete geçmeye zorlamaktadır. Leylâ’yı evine götüren Selim, daha sonra da onunla karşılaşır ve genç kızın soylu güzelliğine karşı bir ilgi duyar.

Selim Pusat; karısı Ayşe vasıtası ile Güntülü, Aydolu ve Nurkan ile tanışır. Güntülü’ye karşı giderek aşka dönüşecek bir zaaf ve uzak bir beraberliği hatırlayamamaktan doğan bir ıztırab duyar. Nitekim evvelâ Güntülü’nün daha sonra da Şeref’in açıklamalarından ıztırâbının sebebini öğrenir. Selim, esasen Tanrıkut Mete ordusunun bir subayı olarak yaşamıştır. Yapılan sadakat sınamasında sevgilisini oklayamadığı için hayatına son verilmiştir. Oklanamayan sevgili ise Güntülü’dür. Selim’in bu macerayı tekrar yaşamaktan doğan ıztırâbı zaman zaman uzvî rahatsızlıklara dönüşür. Yek; Dr.Selim Key ve Osman Fişer kimlikleriyle de karşısına çıkar.


Nihayet aklı ve gönlü arasında gidip gelen Selim’in iç çatışması o kadar büyür ki, bir gece ilâhi bir mahkemede yasak aşk suçundan yargılanır. Kendisini savunacak anasından başka kimse yoktur. Onun, kaderi kendisininkine benzeyen ancak hatasını anlayarak intihar etmiş bulunan Yüzbaşı Kubudak’la vuruşmasına karar verilir. Vuruşma sonunda Selim düşer. Güntülü, Leylâ’ya duyduğu ilgiyi öğrendiği için Selim’i acılar içinde bırakıp gider. Leylâ da bilinmeyen bir yere gitmiştir. Selim, duvardaki gençlik resminden inerek yok olur.
Ülker adında bir gençkızın telepatik olarak algılamasından, Yüzbaşı Burkay’ın rûhunun hâlâ ıztırab çekmekte olduğu anlaşılır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder